Biyoyakıt, yakılan fosil yakıtlara alternatif, daha temiz bir yakıt kaynağı olarak yenilenebilir biyokütle malzemesinden üretilen bir yakıt türüdür. Biyoyakıtlar karbon yoğunluğu bakımından düşüktür. Bu yüzden küresel ısınmaya doğrudan bir etkileri yoktur. Petrol kaynaklarının gittikçe tükenmesi, ayrıca bu ürünlere bağımlılığı ve sera gazı emisyonlarını azaltmak düşüncesi, biyoyakıtların gelişmesinin yolunu açmıştır.

2010 yılı itibariyle dünya genelinde biyoyakıt üretimi 100 milyar litreyi geçmiştir. Bu rakam bir önceki yıla göre yüzde 17 artış demektir. Biyodizel ve etanol, 2010 yılında karayolu taşımacılığında toplam yakıt tüketiminin yüzde üçüne yakın bir katkı sağlamıştır. Avrupa Birliği, dünya genelinde yüzde 53 ile dünyanın en büyük biyodizel üreticisidir.

Bugün kullanılan en yaygın iki biyoyakıt türü etanol ve biyodizeldir. Etanol, tahıl fermantasyonu veya tarımsal atık, odun yongaları ve atık kağıttan üretilen yanıcı ve yenilenebilir bir sıvıdır. Etanol, oktanı arttırmak ve karbon monoksit emisyonlarını düşürmek için benzin ile karıştırılmaktadır. Benzine göre etanol, yaklaşık yüzde 15 oranında daha az sera gazı emisyonu çıkarır.

Biyodizel ise, geri dönüştürülmüş pişirme yağı, hayvansal yağ veya bitkisel yağ içeren bir alkol kombinasyonudur. Son yıllarda biyodizel üretmek için genetik olarak tasarlanmış alg ve bakteri suşları kullanılmaktadır. Petrol bazlı mazot ile karıştırıldığı zaman kolayca yanabilen, yüksek derecede yanıcı bir sıvıdır. Ancak bazı çalışmalar biyodizelin karbon monoksit gibi zararlı emisyonlar ürettiğini göstermektedir.

Kuruluşumuz laboratuvar hizmetleri arasında biyoyakıt test hizmetleri de vermektedir. Bu hizmetler sayesinde işletmeler, güvenli, hızlı ve kesintisiz bir şekilde, daha etkin, yüksek performanslı ve kaliteli hizmetler vermektedir.

Laboratuvar hizmetleri arasında verilen biyoyakıt test hizmetleri yanı sıra kuruluşumuz başka risk yönetimi hizmetleri de vermektedir.