Nüfus artışı ile birlikte doğal çevrede daha belirgin bir kirlenme oluşmakta ve bunların etkilerini anlamak giderek daha zorlaşmaktadır. Hergün atmosferik emisyonlar, sanayideki deşarjlar, asitlenmiş göller, balık ölümleri, deterjan kalıntıları ve göllerde alg patlaması, kirleticilerin belirgin akibetleridir. Tarımda kullanılan pestisitler ve çeşitli kimyasallar, kuşların vücutlarında birikerek üreme sistemilerini bozmaktadır. Kontrolsüz doğaya bırakılan atıklar, sızıntı suları ile yeraltı sularını kirletmektedir. Beslenme zinciri ile sayısız ağır metal kalıntıları insanların vücutlarında birikmekte ve kanser ve başka ağır hastalıklara neden olmaktadır. Spreylerin ve buzdolaplarında kullanılan kloroflorokarbonların, ozon tabakasını deldiği ve insanlığın geleceğini tehdit ettiği kanıtlanmış gerçeklerdir.

Bütün bunlar arazi kirlenmesinin önemini bir daha ortaya koymaktadır. Bu noktada herhangi bir işlteme, yeni kuracağı veya devralacağı bir işletme arazisinin geçmişini bilmek durumundadır. Bu yüzden bir arazinin bilinebilen en uzak geçmiş kayıtlarının araştırılması gerekmektedir.

Böyle bir araştırmada başvurulabilecek ilk kaynaklar, arazinin tapu ve kadastro kayıtları, geçmiş dönemde verilen faaliyet izinleri, çevre lisansları, varsa polis ve zabıta kayıtları, arazinin daha önce kullanım şeklini gösteren planlar ve resmi diğer arşiv kayıtlarıdır.

Bunun yanı sıra bir arazinin tarihi geçmişi hakkında harita arşivleri de önemli fikirler vermektedir. Örneğin arazi yüzeyinin doğal ve suni ayrıntılarını gösteren topografik kayıtlar, jeoloji kayıtları, toprak bilimi kayıtları, yeraltı suları ve yüzey suları bilimi kayıtları, doğal çevre kayıtları, varsa arazinin geçmiş yıllarda havadan ve uydudan çekilmiş fotoğrafları önemli kayıtlardır.

Doğal çevrenin korunması ve doğal koşulların sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından, laboratuvarımız tarafından kontamine arazi araştırmaları çerçevesinde tarihi araştırmalar yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında, resmi kuruluşlar tarafından çıkarılan yasal düzenlemelere, yerli ve yabancı kuruluşların yayınladığı standartlara ve genel kabul görmüş test ve analiz yöntemlerine uyulmaktadır.