Genel olarak jeotermi, yerkürede oluşan sıcaklık dağılımı ve ısı alışverişi gibi ısı koşullarını araştıran bir jeofizik dalıdır. Fosil yakıtların tükenmeye başlaması ile birlikte, yeni enerji kaynakları arayış çalışmalarında güneş, rüzgar veya dalga enerjileri gibi yenilenebilir enerji kaynakları konusunda yoğun çabalar gösterilmektedir. Jeotermi de bu açıdan, bugün belli başlı enerji kaynaklarından biri haline gelmiştir.

Jeoterminin iki temel kaynağı bulunmaktadır. Birincisi yerkabuğunda bulunan kayaçların doğal radyoaktiflik özelliğinden doğan ısıdır. İkincisi ise yerkürenin derin katmanlarından yayılan iç ısıdır. Yerkürenin kabuğundan derinlere indikçe yeraltındaki sıcaklık artar.

Jeotermik sıcaklık, önceki yıllarda daha çok kü.ük çapta sıcak su kaynakları gibi kendi kendine ortaya çıkan bölgelerde değerlendirilmiştir. Ancak daha sonra, delme ve pompalama yöntemlerindeki teknolojik gelişmelerle birlikte, yeraltındaki sıcak su tabakaları daha verimli bir şekilde işletilmeye başlanmıştır. Bunların bir kısmı petrol arama çalışmaları sırasında tespit edilmiştir.

Yüksek enerjili jeotermi kaynaklarında su sıcaklığı 150-300 derece arasındadır. Türbinler kurularak buradan kolayca elektrik enerjisi elde edilebilmektedir. Ancak sayıca çok fazla değildir. Orta enerjili jeotermi kaynaklarında su sıcaklığı 80-150 derece arasıdır. Elektrik enerjisi elde etmek için türbinleri harekete geçirecek ilave sistemlere ihtiyaç bulunmaktadır. Düşük enerjili jeotermi kaynakları ise sayıca daha fazladır. Buralarda su sıcaklığı 30-100 derece arasıdır. Su haznesi 1000-2000 metre derinliktedir. Buralardan elde edilen jeotermik enerji sadece konutların ısıtılmasında kullanılmaktadır.

Son yıllarda yeni teknolojilerin gelişmesi ve enerji sıkıntısının artmaya başlaması ile birlikte yapay jeotermiye bir yönelme olmuştur.

Doğal çevrenin korunması ve doğal koşulların sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından, laboratuvarımız tarafından yeraltı suları ve hidrojeolojik araştırmalar çerçevesinde sondaj yönetimi ve jeotermi çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında, resmi kuruluşlar tarafından çıkarılan yasal düzenlemelere, yerli ve yabancı kuruluşların yayınladığı standartlara ve genel kabul görmüş test ve analiz yöntemlerine uyulmaktadır.