Bugün şehirleşme ve hızlı nüfus artışı, küresel iklim değişiklikleri, tarımsal aktiviteler ve sanayi üretim faaliyetlerinin gelişmesi ile temiz su kaynaklarına duyulan ihtiyaç giderek artmaktadır. Bu açıdan mevcut su kaynaklarının korunması son derece önemlidir. Bu açıdan su kaynaklarındaki kirliliğin önlenmesi ve miktarının düşürülmesi için atıksu arıtma tesislerinin çalışmaları büyük önem taşımaktadır. Yukarıda sözü edilen nedenlerle atıksu miktarı artmakta ve bu yüzden daha verimli ve etkin çalışan arıtma tesislerine ihtiyaç bulunmaktadır.

Çevre Bakanlığı tarafından çıkarılan Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği esasları gereğince belediyeler, ileri arıtma teknolojileri kurmak ve atıksuları uygun yöntemlerle arıtarak deşarj etmek zorundadır. Bu arada atıksu arıtma tesisleri, iş sağlığı ve güvenliği kapsamında çok tehlikeli faaliyetler arasında yer almaktadır. 2014 yılı rakamları ile ülkemizde 1400 civarında belediye ve 600’ün üzerinde atıksu arıtma tesisi bulunmaktadır. Bu tesisler yaklaşık nüfusun yüzde 64’üne hizmet vermektedir. Devam eden çalışmalar ile bu oranın yüzde 80’lere çıkması beklenmektedir. Bugün bu tesislerde ileri arıtım teknolojileri kullanılmaktadır.

Gelir seviyesi yüksek ülkelerde atıksuyun yüzde 70’i arıtılmaktadır. Bu oran üst orta gelir gurubunda yüzde 38, alt orta gelir gurubunda yüzde 28, alt gelir gurubunda yüzde 8’dir. Avrupa Birliği ülkelerinde bu oran yüzde 99’lara çıkmaktadır. Ülkemizde ise sadece 58’dir.

Doğal çevrenin korunması ve doğal koşulların sürdürülebilirliğinin sağlanması açısından, laboratuvarımız tarafından sanayi ve atıksu araştırmaları çerçevesinde atıksu arıtma çalışmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında, resmi kuruluşlar tarafından çıkarılan yasal düzenlemelere, yerli ve yabancı kuruluşların yayınladığı standartlara ve genel kabul görmüş test ve analiz yöntemlerine uyulmaktadır.

Atıksu arıtma çalışmaları yanında laboratuvarımız tarafından başka ölçüm, test ve analiz hizmetleri de verilmektedir.