Güneşin sağladığı enerji ile birlikte yeryüzündeki sular sürekli bir döngü içindedir. Çeşitli ihtiyaçlar için insanlar bu doğal döngüden suyu alır, kullanır ve tekrar aynı döngüye geri verir. Bu süreç içinde suya, çeşitli zararlı maddeler karışırsa su, fiziksel, kimyasal ve biyolojik özelliklerini kaybetmeye başlar. Su kirliliği denen olay budur. Günümüzde suların kirlenmesine neden olan başlıca unsurlar şu dört ana başlık altında toplanabilir: nüfus artışı, şehirleşme, sanayileşme ve tarımsal mücadele ilaçları ve kimyasal gübreler.

İşletmelerin arıtmadan atık sanayi sularını doğaya vermeleri veya atıklarını toprağa gömmeleri durumunda, bu atıklar yağmur sularına karışmakta ve yüzey sularına ve yeraltı sularına karışarak kirlenmesine neden olmaktadır.

Otomobil firmaları, çelik işletmeleri, kağıt üreticileri ve enerji santralleri gibi işletmeler, doğal çevreye zararlı maddeler veren başlıca işletmelerdir. Bilhassa bu işletmelerin katı sıvı atıkları, sularda kirliliğine sebep olmaktadır. Tarımsal üretimde kullanılan kimyasal gübreler, pestisitler ve bir takım kimyasal maddeler, yağmur suları ile yüzey sularına ve yeraltı sularına ulaşmaktadır. Bu durum, içme suyu elde edilen kaynakları olumsuz şekilde etkilemekte ve insan sağlığı için tehlike yaratmaktadır.

Akredite olmuş laboratuvarlar tarafından su ölçüm, test ve analizleri yapılırken, işletmelerin doğal çevrenin korunması ve doğal koşulların sürdürülebilirliğini sağlaması açısından kendilerini kanıtlamalarına destek olunmaktadır. Bu kapsamda olmak üzere laboratuvarımız tarafından içme ve sanayi suyu araştırmaları çerçevesinde mikrobiyoloji, bakteriyoloji ve ekotoksikoloji araştırmaları yapılmaktadır. Bu çalışmalar sırasında, resmi kuruluşlar tarafından çıkarılan yasal düzenlemelere, yerli ve yabancı kuruluşların yayınladığı standartlara ve genel kabul görmüş test ve analiz yöntemlerine uyulmaktadır.

Mikrobiyoloji, bakteriyoloji ve ekotoksikoloji araştırmaları yanında laboratuvarımız tarafından başka ölçüm, test ve analiz hizmetleri de verilmektedir.